Pages

6 Ekim 2011 Perşembe

Yaşam Sunulmuş Bir Şanstır Kötülere Harcatmayın



Büyümekten çok korkardım küçükken. Ayaklarımın üzerine basacağım yıllara çok vardı o zamanlar. Huzurlu ve kaygısız yıllardı, belki de en büyük derdim parçalanıp kanamış, üzerine minik taş parçaları yapışmış diz kapaklarımın iyileşmesi için üflememdi. Büyüdükçe yaramazlığımın gececeği, uslu bir "genç kız" olacağım umudu vardı aile meclislerinde yıllar yılı... Öyle bir uslanma durumu henüz bana uğramadı! İçimde fırsatını bulduğu anda fışkırıp kaçan dizginlenmemiş bir ruh barınıyor. Hala zaman geçtiğinde büyüyecekmişim hissim var. Bundan olmalı aklımda hiçbir zaman eksilmeyen soru balonlarım...

"Yaşam sunulmuş bir şanstır kötülere harcatmayın" diye bir felsefe edinmiştim bir zaman evvel. Elbette kötülüğü ruhuna işlemişlerle masalların kahraman şövalyeleri gibi her zaman savaşamayabiliyoruz. Ama koca bir tekme savurarak sonsuza dek silip atabiliyoruz. Ben arkadaşın mutemetine canımı veririm. Her birinin kredisi var yüreğimde. Kiminin notu artıyor, kiminin azalıyor, bazısı sıfırı tüketiyor veya hiç beklemediklerim tavan yapıyor. İğnenin yada çuvaldızın kime batırılacağı kişisel takdirlere kalmış. Ben endirekt olan kansızından yanayım; aynayı önce kendine sonra karşındakine tutmaktan. Galiba esas olan köprüleri atmadan gözlerin içine bakabilmekte. O gözlerden berrak bir ışıltı mı yayılıyor yoksa keskin bir ok mu saplanıyor yüreğe?

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok nadirdir berrak ışıltı; genelde oktur saplanan, zaten o gözlere bakma raddesine getirdiyse, berrak ışıltı saçacağı mı vardır?
Herkesi iyilerle karşılaştırsın Rabbimiz.