Pages

8 Haziran 2012 Cuma

Neredesin?

Aylardır kayıptım! Blogum örümcek ağları ile kaplanmış, kapının altından da iki elin parmaklarına yakın sayıda mektup atılmıştı. Ortak soru şuydu: Neredesin?

Ara renklere inanmayanlardanım. Ya siyah ya beyaz olmalı iki uç yani, varsa var yoksa yok, arası eksik sanki, yani grisini oldum olası sevemedim bu dünyanın. Onun için kapıyı çekip gittim. Dağlara çıktım, ovalardan nehirlere kavuştum. Ağaç gölgesi bulup, papatyadan taç taktım, nefes aldım, açıldım geldim işte. Cevabım: Buradayım!

Ders çalışmaktan nefret etsemde lisans diplomasını nasıl olduysa iyi derece ile kolumun altına sıkıştırıp sonra neredeyse tövbe ederek, ayaklarım popoma değe değe, büyük konuşmalarımın her zamanki ceremesini çeke çeke bugüne gelmiştim. İşte tüm bu "Kıssadan hisseye etkiSiz" dönemden yıllar sonra; sizden uzak kaldığım karabatak günlerimde aylak gezmedim hani. Koca bir çizgi çizip ardıma yeni bir kariyer hedefledim. Eğitim aldım, hala almaktayım, üstelik sıkı küfürler ederek sabahlamaktayım kimi kez "Ben ne halt ettim?" diye. Lakin taş yerinde ağırdır düsturu üzerine bu eğitimin meyvesini yavaştan gururla yemekteyim. Tanımı basit: İnsanlara hedefleri doğrultusunda önderlik etmek. Hastalıklarla geçen uzun dönemin ardından iyileşme sürecimde desteği olanlara çok minnettar hissetmiştim kendimi her defasında, onca eleştirime, kendi ülkemle kıyaslamama rağmen, canımı canı gibi gören insanlar hayranlık uyandırmıştı içimde. Ben neden insanlara profesyonel anlamda yardım etmeyim fikri böylece olgunlaştı kafamda, üstelik ben çıkarsızca, iki elim kanda olsa koşmayı severim, aksini düşünemem bile, nitekim böyle gördüm baba evinde. Annem hep der ki; "İyilik yap denize at, balık bilmez ise Halik bilir". Hah işte ben insanlara hem balık tutmayı öğretiyorum, hem de tuttuğumuz balığı oturup birlikte ayıklayıp, sofrada afiyetle başbaşa götürüyorum, Halik'e kalmış takdiri, alın işte size mesleğimin tanımı:).

Ebem kuşağı renkli ruhuma inat ya hep varım ya hiç yokum, o yüzden ya çok mutluyum ya çok mutsuzum. Bundan sonra her hafta düzenli yazacağım gibi bir vaadim bu sebeple yok. Bir sabah uyanıp tüm yazdıklarımı çöpe atıp, süresiz terk-i diyar da edebilirim, hababa sular seller gibi sözcüklerimle burada at da koşturabilirim. Çiftlik benim, tarla benim, bağ benim, bağcı da benim a dostlar. Keyfimin kahyasıyla kolkola buraları kolaçan ederim, selam ve haberiniz ola.

0 yorum: